Sen yalnızlık nedir bilir misin?
Sessizliğinde taşıp çoğalabilir misin?
Nabız gibi vuran koyu gri nefesinle,
Acının resmini çizer misin?
Gittikçe arsızlaşan bir sızı, beynini kemirir mi?
Bir örümcek gibi, elem gönlüne ağını örer mi?
İçinin tufanında, aylak kederler dolaşır mı?
Sen yalnızlık nedir bilir misin?
Hain bir yürek uğultusuyla,
Yalın ayak hasretleri kucaklar mısın?
Yaralı bir ceylan sesiyle uykuya dalar mısın?
Bir çöl tenhalığında, anneni sayıklarken,
Akbaba kahkahalarıyla uyanır mısın?
Sen yalnızlık nedir bilir misin?
Güpegündüz çöken sis bulutunda,
Bildiğin yolu şaşırır mısın?
Akla ziyan bir kayboluşla,
Anıların nezaretinde,
Acıların hain tuzağına,
Göz göre göre, düşer misin?
Sen yalnızlık nedir bilir misin?
Elem yüklü trenler geçer mi gönlünden?
Okyanusu adımlayıp, yorgun düşlerinde,
Kaybolur musun kıyısız denizlerde?
Sınırsız ormanlarda nefesin kesilip,
Sarp kayalıklarda mahsur kalır mısın?
Sen yalnızlık nedir bilir misin?
Seslerin çoğalarak yankılandığı,
Yaslı bir mağarada dilsiz kalır mısın?
İçindeki kutup ıssızlığında,
Bir akrep öpücüğüyle sersemler misin?
Damarlarında büyüyüp, ruhunu saran,
Zehirli bir sarmaşıkla yaşlanır mısın?
Sen yalnızlık nedir bilir misin?
Boynuna dolanan yağlı bir ilmekle,
Gece, gündüz, darağacına sürüklenir misin?
Yaklaşan ölümün ıslık seslerinden,
Saklanacak yer arar mısın?
Sen yalnızlık nedir bilir misin?
Kovdukça, yakınlaşan,
Kaçtıkça, yakalayan,
Lacivert bir tenhalıkla baş başa kalır mısın?
Labirentlerden kurtulduğunu zannederken,
Kilitli kapılardan geçerek,
Kendinden çıkıp gidebilir misin?
Sen yalnızlık nedir bilir misin?
Hiçliğe akan baş dönmesiyle,
Kendi uçurumuna yuvarlanabilir misin?
Ölümün kardeşi, yalnızlığın koynunda,
Mezar gibi bir karanlığa, gömülür müsün?
Sen yalnızlık nedir bilir misin?
Yüzün ıslanmadan,
Ruhunun bitkisel hâline ağlar mısın?
Bir kısır döngünün ortasında,
Her seferinde yeniden yıkılır mısın?
İstanbul örülü yalnızlığında,
Fikrin çıldırıp, canın parçalanırken,
Dipsiz bir umutsuzluğa kapılır mısın?
Sen yalnızlık nedir bilir misin?
Vardır her karanlık gecenin bir sabahı,
Vardır her zorluğun bir kolaylığı.
Ruhun bedeninden ayrılıp,
Cesede döndüğünde,
Dualarla Yaradan’a sığınır mısın?
İçindeki depremle dağılıp, toplanarak,
Her defasında ayağa kalkar mısın?
Sen yalnızlık nedir bilir misin?
Bir Yanıt
Bence, vurgusu en derin ve gerçekçi şiiriniz bu. Geride anlamlı bir hayat bırakmayı başaran yüce ruhların, değişmez kaderidir yalnızlık… Velud bir kalem, enerjisini buradan alır… Üstadım Tolstoy baba dan, çağdaşım Sezai Karakoç’a kadar hep böyle olmuştur. Benzer şekilde, varoluş, hayatın hikmeti vb temalı şiirlerin gelmesi dileği ile…