Gel, şu kırgınlığı kaldıralım,
Yeniden başlayalım,
Serin bir mayıs sabahı,
Plansız, hesapsız yola koyulalım,
Radyoda neşeli şarkılar çalsın,
Ferahlatan bir rüzgâr ciğerlerimize dolsun,
Kederlerimiz maziye savrulsun.
Gökkuşağının altından geçelim,
Şenlik köylere gidelim,
İçimize dolsun nemli toprak kokusu,
Bozulsun geçmişin kara büyüsü,
Kuşların cıvıltısı senfonimiz olsun,
Solmayan kır çiçeklerinden koparalım,
Yol kenarı satıcılarından, yemişler alalım,
Senin için yeşil erik, benim için doğal çilek,
Sepetimize dolduralım.
Kuytu ormanlardan yola devam edelim,
Sağımız, solumuz yapraktan halı,
Sanki çocukluğumuzun masalı,
Bizi kötülüklerden korusun,
Göklerle kucaklaşan ağaç dalları.
Gün batarken, bakır renkli,
Huzurlu bir sessizlik doldursun içimizi,
Geceye doğru bastıran sisin,
Tehlikeli, siyah grisinde gidelim,
Yolumuzu kaybedelim.
Önümüze sincaplar çıksın,
Tüyleri senin saçlarından,
Ürperelim baykuş çığlıklarından,
Korkularımızı gizleyerek,
Göz göze gelelim,
Ağzımızı açmadan dua edelim.
Arabayı telaşla süreyim,
Sarsıntıdan miden bulansın,
Sağ elimi sımsıkı tutasın,
Başını omuzuma yaslayıp,
Kesintisiz huzurla uyuyasın.
Saatlerce bir ışık görmeden,
Yol alalım hiç konuşmadan,
Bizi karşılasın gece yarısı,
Küçük sahil kasabasının ışıkları.
Gözlerimde kaybolarak uyanasın,
Gülümseyerek yüzüme bakasın,
Yanağıma konduracağın busenle,
Ölgün aşkımızı canlansın,
Ellerinin sıcaklığı ruhuma dağılsın,
Huzurlu, mutlu günlerimiz,
Kaldığı yerden yeniden başlasın.