Senden gelen şiirlerin de yer aldığı bu kitap,
Başucunda dursun,
Çantanda da bulunsun,
Olur ya, özlersen okursun.
Sayfa aralarında kurumuş çiçekler değil,
İmkânsız aşkımızı bulursun.
Kelimeleri birleştir,
Birlikte fotoğrafımızı görürsün.
Dünya edebiyatında,
Adına kitap dolusu şiir yazılan,
İlham kaynağı ünlü kadınların,
Arasına girdiğini farkında mısın?
Teşekkür etmek için,
Telefonla aramayacak mısın?
Tebrik etmeyecek misin?
Canın sağ olsun.
Ölünce, mezarımın başında Fatiha okursun.
Dizelerimdeki sitemlerin,
Olumsuz dileklerin,
Tatsız olayların,
Yakışıksız benzetmelerin,
Sana yönelik olduğunu düşünme, ne olursun.
Sana hiçbir zaman kıyamadığımı biliyorsun.
İnan, ilgisi yok seninle,
Hatırlarsın,
Çok şiirim vardı senden önce.
Ayrıca,
Herkesin kendi duygularını,
Mısralarımda bulması,
Kıymetlidir bence.
Şiir icabı işte,
Şairler sıklıkla yapar böyle.
Sevdiklerime,
Beni sevenlere, üzenlere,
Ruhumu akıtarak yazdığım bu şiirleri,
Yüreğini tutuşturmak için,
Ortaya saçtığımı zannederler.
Oysa, duygularım arsızdır,
Mahşere dek yaşamak ister.
Bunaltınca, mutsuzluklar ve problemler,
Kaçıp, anılarıma sığındığımı düşünmezler.
Gönlündeki küllenmiş imkânsız aşkını,
Yeni hayatına tercih etmeyeceğini bilmezler.
Eskiden birbirimize çok yakışırdık,
Ellerimizle ördüğümüz engelleri aşamadık.
İmkânsız zamanlardayız artık,
İkimiz de farklı hayatlara karıştık.
Hangi bahara kaldı vuslatımız?
İmkânsız mı kavuşmamız?
İmkânsız aşk,
Her zaman değildir imkânsız;
Kader bazen sürpriz yapar,
Hesapsız, kitapsız.
Ben kaderime ezelden razıyım.
Mucizelere de inanırım.
Hayatın sürüklediği yerde,
Umut veren bir gün gelirse,
Kayıtsız kalmam yüreğimin sesine.
Ne büyük mutluluk,
Vuslatımızın müjdesini vermek,
Bu olağanüstü haberi bekleyenlere.
Son nefesime dek,
“Mutlu son” yazmak isterim,
Yarım kalan hikayemize.