Ellerinden öperim anacığım,
Bayramın mübarek olsun.
Bu sana ilk mektubum,
Uğurladığından beri,
Nasıl bekledin, biliyorum.
İlk çarşı iznimde yazıyorum,
Mektubum damga yemeyecek,
Komutanın eli değmeyecek,
Berber Ali postaya verecek.
Sakıncalı şeyler yazdığımı düşünme,
Duygularıma, senden başka hiç kimsenin,
Dokunmasını istemiyorum sadece.
Koğuşta yirmi kişiyiz,
Ranzalarda uyuyoruz,
Ayaz geceler üstümüze çöküyor,
Ama üşümüyoruz,
Battaniyemiz kalın,
Merak etme,
Yünden fanila da verdiler,
Giyiyorum içime.
Yirminci günümde nöbete çıktım,
Gündüz nöbetleri kolay da,
Üç beş nöbetinde biraz zorlandım.
Karanlıkla arkadaşlık edip,
Geceyi koynumda taşıdım.
Yanlış anlama,
Şikâyet etmiyorum,
Ana kucağı değil burası,
Asker ocağı.
Memleket nöbette beklenir,
Anne sütünün hakkı,
Biraz da böyle ödenir.
Buranın yemekleri,
Seninkine benzemiyor,
Zaten adı da farklı,
Arkadaşlar “karavana” diyor,
Şükür karnımız doyuyor.
Akşam olunca kışlada,
Açılır şafak defteri,
Bir gün daha bitti, diye,
Yaşanır küçük bir bayram sevinci.
Bayramdan söz açmışken,
Dün senden uzakta,
Bir bayram sabahı daha geçirdim,
Gözlerim nemlendi,
Yokluğun boğazıma düğümlendi.
Keşke yanımda olabilseydin,
Cennet kokulu ellerini,
Alnıma götürebilseydim.
Düdük çaldı, başladı ziyaret,
Sevinçle koşan kardeşler, nişanlılar,
Yavrularını kucaklayan babalar, analar,
Sevenlerini boynu bükük bekleyenler,
“Geleceğim,” diye söz verip, gelmeyenler,
Terk edildiğini öğrenenler,
Anlaşılan o ki,
Özlemle, sabırla bekleyen,
Sadece anneler.
Arazide pusu atarız,
Sırtımızda yirmi kilo yük taşırız,
Tam teçhizat, tüfek elde,
El tetikte.
Bastığımız toprak incinmez,
Korku, tebdili kıyafet,
Varlığından söz edilmez.
Dün gece pusuya düştük,
Arkamız derin uçurum,
Kör kurşunla dolu önüm,
Ne gidilir ne dönülür,
Yanı başımızda ölüm,
Kurşun değmez hasretlere,
Hayallerimiz vurulur,
Anılar yerinde durur.
Siperde bir türlü geçmedi zaman,
Öyle bir ruh hâli ki,
Aman Allah’ım aman.
Vuran sessiz, vurulan da,
Sadece patlayan bombaların sesi,
Bir de şehit düşenlerin son nefesi.
Şakağından kurşun yedi,
Trabzon Maçkalı Hamdi,
Hakk’a yürüyüp, kanatlandı,
Gökyüzüne uçuverdi.
Feryatlarımız duyulmaz,
Sadece, Allah’a niyaz,
Serde, askerlik var,
Anne, askerler ağlamaz.
Künyesi peygamber dualı,
Adı tarihe yazıldı.
Annesi ağıtlar yakarken,
Genç karısı dul,
Üç çocuğu yetim kaldı.
Türk milleti selama durdu.
Kışlaya uğurlanış,
Dualarla, şenliklerle,
Dönüşümüz,
Ya matemle,
Ya sevinçle.
Umutsuzluk yok,
Çaresiz değiliz,
Bir ölür, bin diriliriz.
Susturmayız kutsal ezanımızı,
İndirtmeyiz şanlı bayrağımızı,
Çiğnetmeyiz, böldürtmeyiz
Cennet vatanımızı,
Kahpe, namert düşmanlara,
Soysuz satılmışlara.
Tasalanma anacığım,
İnşallah,
Sağ ve salim döneceğim,
Sütünün hakkını verip,
Helal ettireceğim.
Uygun olmayan adımlarla,
Kucağına koşacağım,
Atıp kendimi müşfik koynuna,
Kabussuz bir uykuya dalacağım,
İşte o sabah, emirsiz uyanacağım.