Şahit olanlar aşkımıza,
Neden ayrıldığımızı sorduğunda,
Empati yapmıyor, beni suçluyorsun:
“Beklenmedik ayrılığımızın ardından,
Bir kez ziyaretime gelenden,
Sadece, rüyasına girdiğimde arayandan,
Hayır gelir mi?
Siz söyleyin,
Böyle bir adamın yolu, umutsuzca beklenir mi?
Madem çok seviyordu,
Neden gelip, çekerek kolumdan götürmedi?
Kırılma noktası,
Rüyasında beni kötü hâlde görmesi.
Merak edip aramış,
Ulaşamamış.
İş yerinden bağlandı,
Şaşkınlıkla, sadece “İyiyim” diyebildim,
Müsait değildim,
Güzel bir şey söyleyecektim,
Yeni numaramı verdim,
‘Akşama ara, rahatça konuşalım.’ dedim.
Sabaha kadar telefonunu bekledim,
Günlerce ne bir ses,
Ne bir nefes,
Ben unutulacak,
Sadece rüyasına girince aranacak,
İhmal edilecek bir kadın mıyım?
Öyle çok kırıldım ki,
Özür gerektiren bazı hatalar da yaptım.
İlişkimi inceldiği yerden koparttım,
Geçmişimin üzerine çizgi çekip,
Yeni bir sayfa açtım,
Farklı bir hayata başladım.
Hani, ısrarla,
‘Bağlanmak yok, bağlatmak yok.’ diyordu ya,
Ben dediğini yaptım,
Tüm bağlarımı koparttım.
O da sözünü hatırlasın,
Duygularını saplantıya vardırmasın,
Aramasın, sormasın,
Artık çok geç, hatta imkânsız,
Yok şansımız.
Hâlâ sevdiğimi sanmasın,
Dönmem için şiirler yazmasın,
Kafamı karıştırmasın,
Cevap vermem hiçbir çağrısına.
Bu saatten sonra,
Benim yapacağım bir şey yok,
Onun seçeneği çok,
Kendine yeni bir hayat kursun,
Beni unutsun, öldü bilsin,
Anılarımızla avunsun,
Bu yaştan sonra macera aramasın.” Diyorsun.
Bu söylediklerine kendin inanıyor musun?
Küçük bir gafletime karşılık,
Tüm geçmişimizi siliyorsun,
Şiir yazma özgürlüğüme de karışıyorsun,
Tavsiyelerinle kalbimi kırıyorsun,
Bunların hepsine cevabım var da,
Seni üzemem, biliyorsun.
Aramayışımın sebebini neden sormadın?
Merak edip sorsaydın, anlatacaktım.
Güya, sana sürpriz yapacaktım,
Doğum gününü kutlamak için,
Pastamla, çiçeğimle gelecektim,
Sürprizim bozulmasın diye telefon etmedim.
Basiretimin bağlandığını anlamıyor musun?
Annem şöyle teselli etmişti;
“Kısmet be oğlum, hayırlısı olsun.”
Haklısın, suç bende,
İhanet ettim kendi prensibime,
Sen giderken, bakmadın arkana,
Ben bağlandım zincirle sana.
Macera aramıyorum,
Sen benim yaşama sevincim,
Vazgeçilmez umudumsun.
Biliyorum, mecazen söylüyorsun.
Ben seni hiçbir zaman,
Çekip, götürmeyeceğim kolundan,
Ölümüne sevsem de,
“Karşılıklı çok istemeden olmaz.”
Kuralımıza uyarım daima,
Sen de çok istersen o başka.
Beni artık sevmiyormuşsun,
Ama rüyalarımda öyle söylemiyorsun,
Bence, az da olsa seviyorsun,
Neden ısrarla güzel anılarımızı unutup,
Olumsuzlukları hatırlatıyorsun?
Sevgimi haram etmemden korkmuyor musun?
Tamam, bütün suçlar benim olsun.
Babaannenin duaları kadar yumuşak,
Şefkatimi özlemiyor musun?
Her şeyden geçtin de,
Aşkın mavisi gözlerimden,
Başını yaslayıp, huzurla uyuduğun göğsümden,
Merhametli masum sevgimden,
Nasıl vazgeçtin?
Senden gelen her şey kabulüm,
Ben böyle de mutlu olurum,
Önerine uyacağım,
Anılarımızla avunacağım.
Yiten mutluluklar,
Beklemekle geçen günler,
Yaşlanmayan hasretler,
Sana değer.
Mukadderatımız son sözü söyler.
Bitirirken,
Benim için büyük,
Senin için küçük,
Bir ricam olacak, sakıncası yoksa,
Yaşanan güzel günlerin hatırına,
Uzaktaydın, vedalaşamadık bakışlarımızla,
Gözlerine bir kez doyasıya,
Bakmama izin ver.
Son arzum değil ama,
Şimdilik bu yeter.
Lütfen,
Çok istiyorum,
Umutla bekliyorum,
Öyle bir cevap yaz ki bana,
Tersine dönsün dünya.
Bir Yanıt
İlginç. Şiirden daha çok, lirik bir nesir.. Klip veya kısa film türüne uygun…